Turizm çalışmalarıyla epey yorulduğumuz 2010 yazında Melih Dinar ile işlere bir ara vererek bir geceyi eğlenceye ayıralım istedik. Melih ile Tahir eğlenecekse tadına olmalıydı nitekim öyle de oldu. Hava karardığında kendimizi Taksim / Beyoğlu taraflarında bir kemancıda bulduk. Akşam eğlence için elit bir ortam arıyorduk ve sonunda taksimin en güzel yerinde en güzel masasına yerleştik. Saatler ilerlerken ortam tad bulmaya da başlamıştı. Turizmci bayan arkadaşlara davet etmiştik saat geç olmadan onlarda geldi. Herkes turizmci olunca muhabbette genelde turizm hakkındaydı.

Kemancı muhabbeti belli noktadan sonra bayınca Enes Kaya‘nın yanına “Line Bar‘a” gittik. Daha önceden alışkın olduğumuz ortama hemen uyum sağlayıp durumu kavramıştık. Line Bar’ın o kalabalık hali akşamı daha yogun yaşatmıştı.

Tüm herkesin kariyer yapmaya çalıştığı turizm dünyasındaki kısa süreli mola da herkes gönlünce eğlendi. Line Bar’da saatin nasıl geçtiğini anlamamıştık ve saatlerde hayli olmuş. Kendimizi dışarı attığımızda saatler 4’tü. Kadıköy’e geçmemiz gerekiyordu dolmuş taksiye 4 bayan melih ve ben binerek geldik. Gece’nin o saatlerinde yapılacak en güzel şey evimize 1 dakikalık uzaklıkta olan “Şampiyon Kokoreç‘ten” kokoreç yemekti ve yedik. Havalar hafif aydınlanırken evde herkes yatılabilecek her yere yatmıştı.