İş, yaşam ve yaşatmanın koşturmaçasında hedeflerim uğruna emeklerimi harçadığım zaman dilimlerinden birisindeyim. Kendi beğendiğim uğraşların peşini bıraktım, hayalleri oldukları yere bırakarak düm düz bir seyre doğru koşuyorum. Kadife güneşin soğuk rüzgarında uçuşan yem yeşil yaprak gibi ağaçtan bir isim alamadan güneşin tadını yaşayamadan ve sonra? Uçar gider.
Zaman’nın ardından gelen zamandan muaf olgular yaşanması gereken bazı yaşam felsefelerinide peşinden getiriyor. Bugün yapmamam gereken bazı şeyleri bugünün içerisine gömmemde benim zayıf birisi olduğumu gösterir niteliktedir. Nitekim kendimi genel itibari ile hayat karşısında dimdik ve başarılı görsemde başarısız olduğum noktalarıda çok iyi biliyor durumdayım.
Yaklaşık 2 aydır yanlız olduğum bilinen bir durum. Fakat son 1 haftadır yanlızlığımdan daha kötü olan birşeyi keşfettim “doğru insan” varsayımıdır. Uzun süre önce gündemime gelen bu olgu tekrar raflardan kaldırılıp masanın üzerine konuldu. Olaylar o kitabın rafından kaldırılmasına neden olduğu kadar kitabın hangi sayfasının da açılması gerektiğini belli etti. Beni üzen nokta bu kitabı masaya yatırmam olmadı elbet üzen şey kitabın farklı dilde yazılmış olmasıydı hiç bir kelimesini anlayamadım.
Eski kız arkadaşlarımdan ara ara mesajlar alıp benim yanlızlığıma da sevindiklerini gördüm. Onların bu durumlarına gülüp geçmekten başka kendilerine mutluluk dilemekten başka yapabileceğim hiç birşey yoktur.
Onlar ne beni tanıdılar nede bahçemden bir meyve kopartıp tadına baktılar. Kesinlikle rüzgarımda koşmadılar oksijenin tadına bile varamadılar. Beni tanıyanlar uzun yıllar sırt sırta omuz verdigim İstanbul’da ki takım arkadaşlarım Melih, Kürşat ve Tolga’dır. Aynı zamanda mahalle arkadaşım, dostum, akrabam Mustafa, hayatımda tanıdıgım en iyi sırdaş Murat ve yoldaşım Serdar’dır.
Yazılarımda kızgın olduğum okuna bilir fakat kızgınlığım bu mesaj atan şahıslara değil başka bir vicdansızadır. Kelimelerin bile yetişemediği şeyleri söylediğim baharında bir tek gülün bile açmadığı bir damla suyu olmayanadır. Kızgınlığım ve tüm ihtirasım onadır. Anlamış olduğum yokluğa benden daha büyük olan bir cizgiyi çekip düşüncelerimde o var olmayan varlığı bitirmek niyetindeyim. Bu kelimelerde ki gizli parola “sensiz” bir yaşam suyu gibidir. En güzel gülü bulabilmesi umuduyla…
Â