Herşey o kadar boş ki, hiç kendinizi 40 yaş daha fazla hissettiniz mi? (Sen+40=Ben) yaşındayken Vucudunuzun size cektirdigi eziyetten kurtulmak için ölümün gelmesi için saniyeleri saydınız mı? Aslında zaman diye birşey yoktur. Güneş’in doğup batmasımı zamanı belirliyor veya o aklı olmayan devamlı pili bitinceye kadar dönen yengeç mi? Zaman diye birşey yoktur zaman sadece bir şaşırtmadır, insanların oyalanması ve yaşantısını devam ettirmesi için gerekli olan bir hiçtir. Ben zamana inanmıyorum, ben doygunluga inanıyorum. Eğer bir insan hayatta doygunluk derecesine ulaşmış 23 yaşında biri ve bir başka insanda hayatta daha doygunluk seviyesine ulaşmamış bir 70lik ise o 23 yaşındaki genç zamansal ve doygunluk acısından daha yüksek mertebededir.

Zamanın altında bir yerlerde gizlenen ”Unutmak” kavramı, aglayan gözlerle bana bakıyor. Herşey unutulacak diyor bana bende ”Bu günleri unutup sadece hayal meyal hatırlıyacagım günleri özlüyorum” ver bana o günleri unutmak istemiyorum artık 23 yaşında olmayı ver bana 40 – 50 yaşını istemiyorum artık. Günleri saymıyorum günlerin anlamıda yok zaten zamanında üç beş insanın ne anlama geldigini bilmeden kafasına göre salladı isimler pazar pazartesi salı felan filan nedir bunlar sadece boşluk. Şu dünyada herşey o kadar yalan yapmacık ve yalan ki sanki şu şarkının yazarı dünyanın en büyük filozofu gibi ”Dünyada Ölümden Başaksı Yalan” evet yazan adam yazmış ve ne kadar da dogru demiş dünyada ölümden başkası yalan.

    Ölüm

İnsanların o degerli vakitlerini heba etmesi için sanki insanlar birbirleri ile yarışmışlar ve biz bu insanların hayatlarına ne kadar gereksiz şey sokarız diye birşeyler yapıp başarmışlar. Bilgisayar ve İnternet sanırım ahir zamanın en gereksiz ve gerekli içatlarından biri olup Dünya denemesindeki en zor sorulardan deneme masalarından bir tanesi olmuş. Bu sınav o kadar tatlı ki ve o kadar karışık bi o kadarda gereksiz şeylerle dolu ki insanlar bu gereksiz şeyleri yapmak adına gerekli olan bir çok şeyden kırmış. Ah şu elektirigi icat eden insan ah şu insanların vakitlerini nasıl gereksizce kullandırtıyım diye calışan insanlar ah sizi lanet olasıcılar sizi ah başarısızlık üzerine kurulu olan dünyam ah tahirim ah…

Kendimi anlamadıgım ve bilmedigim bir nedenden ötürü cok aşırı derecede yaşlı ve hayattan umudu kesmiş durumda hissediyorum. Yaşamın ancak kıyısında bir yerlerde gibiyim ortasında degilim ne başı nede başka yeri olursa ancak kıyısında köşesinde bir yer belkide hayatın içinden degil. Ruhumun gezmiş oldugu o bilinmiyen diyarlarda hayalperest insanların topraklarında olmak orada yaşantımın acısını yaşamak göz yaşlarımı olmayan bir topraga akıtmak ve o topraklarda yeni filizlenen güllere gübre olarak adamak isterdim. Bu lanet anlık duygular dünyasında degil, bu benim bedenimin varlıgını sürdürdügü dünyada degil bu aglanasıca varlıgımın oldugu dünyada degil kendimin var ettigi ismi olmayan bir yer belkide olmamak. Jekspirin piyesinde oldugu gibi ”Olmak ve Olmamak Tüm Sorun Burada” evet sorun burada olmak veya olmamak ya varsındır yada yoksundur ve tam ortasında bir yerde TV seyircisi gibi izlemeklisindir, ancak asalaks bir mantık ile cevreni gözlemleyip diğer asalaks mahlukatlara notlar tutmaklılısındır. Ben ”olmak”tan yoruldum ortasına gecemiyecek kadar zayıfım asalaks bir varlık olabilmek için bile içimde güc kalmadı ancak ”Olmamak” duygusuna gizlenip yüzüme maske takıp ölümün daha erken gelmesi için hayatımı en büyük tasarrufsuzlukla harcar gülmem gereken yerde güler aglamam gereken yerde aglamaya çalışırım. İ am Tahir der ancak yaşarım. Geç kalmış oldugum herşey gemişimde ağlamaklı olsada arkamda ben 70 yaşını tercih ettim onlar benim dostlarım diyip yaşamadıklarıma degil yaşadıklarıma kızarım. 70 lik adama futbol oynatamıyacagın gibi artık banada arkamda aglayanları yaptıramazsın. Artık Zamanın yok olma zamanı artık insanlıgın insanlıgı kurtarma zamanı degil! artık insanın insanı, benim beni, senin seni kurtarma zamanı. Gelecek nesil yok artık iyi bir dünya temiz bir dünya teknolojiler içatlar yok artık anını yaşa gününü gün eyleme zamanı artık noktanın bir saniye öncesindeyiz.

İnsanların gelecek günlerini kurtarmak adına yaptıkları sacma sapan salakca şeylere cok kızıyorum hatta ne kızması kızmıyorum sadece salak diyor geciyorum. Mesela 40 yaşındaki bir hatun birkaç yıl fazla yaşamak adına her sabah 7 de kalkıp 2 saat koşu yapıp sağlıklı zaman gecirmek adına günün 3 saatini adıyor. Zaten bir 24 saatlik zaman diliminin 15 saatlik zaman dilimini yaşıyoruz. yani bu kişi günün 5 de birini heba etmiş oluyo ne için o her tarafı agrırken hayatın her saniyesinin büyük acılarla gecti 70 yaşındayken bir kaç yıl daha fazla yaşamak için ne yapıyor hayatının en güzel anlardan 3 saat kırpıyor. Ne için hayatındaki saatlerin yerini degiştiriyor ”Önceden gelen cok zeki insanlar doktorlar vs zeki insanlar bunlar öyle tavsiye etmiş” onlar. Ah geçmişe gömülü olan düşünceler ah insanlık ne büyük cıkmazda herkes bilmem ne yapıyor. ( veya benim gibi birşey yapmadıgından yapanlara kızıyor )

Hala topragın altında insanı maymunu karıştırmaya calışan ”Darvin” ve düşünce eylemi bozuk olan arkadaşları insanı maymundan getiremesede en azından insanların o degerli vakitciklerini degersizleştirmeyi başardırlar. Dünyaya ilk gelen ”Adem a.s” olarak olayı düşünün sıfır batıl inanc sıfır teknoloji ve uymuş oldugunu bir şeytan ve kovuldugunuz bir cennet ve arkanızdan dünyaya dagılacak olan bir yeni varlık insan. Bir et parcası içine yaşadıgı dünyayı yok edebilecek güçe sahip bir ”Düşünce-i Ruh” hapsedilmiş. Adem as. şeytana ikinci defa uymuşmudur bilinmez ama o elmamıydı bugdaymıydı neydi onun acısını sanırım bu ”Düşünce-i Ruh” cekiyor ve kıyamete kadarda bu sürecek sanırım. Şu ahir zamanda nefis ve şeytan birlikte haraket ettiginde herşey o kadar cok zor oluyo ki sanki kömür misali. Hadi ben Allah’a Şükür müslümanım ve müslüman bir ülkede dogdum ya şu garip amerikalılar yada ingilizler veya daha osmanlıyı bekleyen bilmem neresi, orada yaşayanların durumu ahvali ne olacak onların dertleri ile mi dertlenmeliyim kendi derdimi unutmak için veya kendi derdime o kadar cok kendimi kaptırmalıyım o kadar cok kaptırmalıyım ki en sonunda kendi derdimle tüm dertleri mi unutmalıyım. Veya bendeki tüm duyguların sahibi olan allaha yalvarıp cesaret isteyip sahabe misali ”Beni o kadar büyük yapki tüm cehennemi kaplayayım” diye duamı edeyim. Veya kendi durumu beşeriyyemin farkına varıp abdest almak için saatlerdir damlayan muslugun başına gidip kendi nefsimi kurtarmak için mi çalışayım. Azrailin geldigi anda dur azrail acıtıyorsun yavaş ol diye bilmek için takva sahibi yapması için Allah’a sabah akşam duamı etmeliyim. Allah’a şükürler olsun ki ”Elhamdülillah” müslüman bir ülkede dogup bu kadar acıyı cekmek sanırım en büyük şükredilesi bir olaydır. Vede şüküretmeyi veren Allah o kadar affedicidirki benim işledigim günahlar için sızlandıgım her saniyede şu acıları diyarında yaşadıgın her an için o ”Affetmesi sonsuz” olan allahın bir damlasındaki bir atom parcası umarım benim nasibimde yazılıdır.

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Paylaşın

By Categories: Genel0 CommentsViews: 64

Katılın

Makalelerden Haberdar Olun…