Ufak tefek diş ağrısı olduğu günleri hatırlar gibiyim. Karın ağrısının veya benzer ağrılarının ağrı olduğunu sandığım günleri. Zaman geçti ve Rentaş‘ın sahibi “Erhan Aydemir” ile beraber öğlen yenen pidenin ardından dişime odaklı bir süreç başladı. Önümüzdeki 1 ayı etkileyecek olay kurgusunun ilk adımlarıda o saniyelerde başlamıştı. Oksijenin bol olduğunu ve soguk bir yapıya sahip olduğunu her nefes alışverişimde hissediyordum. Dişim sıcak oksijen ister gibiydi. Olayın o saniyelerinde şimdi dişime ne oldu demekliydim. Bir kaç gün önce yaptırmış olduğum dolgu yüzünden olabilir diye düşündüm ve hafif sızlamalar arasında akşam olmuş ve akşam yemegiyle artık daha cesur bir şekilde “Diş Ağrısı” ben burdayım demişti. Ağır bir sızlama olmasada rahatsız edecek kadar ağrı veriyordu. Bununla savaşmam gerektiğine kararımı o dakikalarda vermiştim.

Gençlik yıllarında (aslında hala gençim)  Sigara içtiğim anlaşılmaması için öksürük konusuna çözüm üretmiştim. Heröksürük geldiğinde bunu öksürmeden yok etmeyi başardım. İlk etaplarda kolay olsada öksürük zamanla şiddetlenmiş fakat ben geliştirmiş olduğum yöntemle öksürüksüz bir yaşama başlamıştım. Bir süre sonra bu durum beni hasta etsede ben başarılı olmanın vermiş olduğu gurur içerisindeydim.

Psikoloji Dönemi

Gece uyumaya çalışırken tüm herşeyimle diş ağrısına odaklanıp bunu psikolojik olarak çözebileceğimi hissettim. Tüm hislerimi dişimin ağrısına odaklayıp hangi sinir sisteminde olduğunu kestirmeye çalıştım. Bir ağrı vardı ve ben bu ağrının tam olarak içsel bir şekilde özelliğini keşfetmeliydim. Bir kaç saat ağrının sistematik olark artıp azalmasını ölçtüm. Vucudumu sarsması beni bazen umutsuzluğa sevkediyor fakat bir diş ağrısına yenilmek istemiyordum.

Tavsiye Dönemi

Ev arkadaşlarımdan Adaflorya’nın Sahibi “Kamil Sınırcı” ve “Selçuk Kılıç“ın tavsiyeleri ilede -Tavsiye Dönemi” başlamıştı. Tüm Türkiye Ülser ve Diş Ağrısı konusunda uzmandı.  Diş ağrısı ile savaşta kararlı olmam bazı ufak tefek tavsiyelere uymamada neden olmuştu. 3. gününde artık ağrı artmış ve en şiddetli dönemindeki tavsiyelerden “Karanfil Desteğini” savaşta silah olarak kullanmıştım. Dişimin uyuştuğu ağrının azaldığı o saniyelerde acı ve yakıcı tadına rağmen “-karanfil çok lezzetli” demeye de başlamıştım.

solangul

Tavsiyeler döneminde lokanta ve cafelerde o günlerde çorba içerisine ekmek atma günleride yaşanıyordu. Bu duruma aldırış etmeden çorbanın içerisine ekmek atıyor ve güzelce yiyordum. Sıcak ve soguk gibi olgularda hayatımda minimize edilmişti. Dişimi kuşattığım ve bir adım önde olduğum saniyelerde savaşı kazanmanın çok yakın olduğunu hissediyordum. Tahminen bir kaç güne dişimin ağrısı dinecek ve ben normal yaşantıma dönecektim.

Tıbbi Yardım Dönemi

Karanfil dönemine başlayalı henüz bir kaç gün olmuşken etkiside yok olmuştu. Artık tamamen yanlız olduğumu hissettiğim o günlerde savaşta yeni silahları kullanmam gerekliydi. Novalgin ve diğer ağrı kesici hapları dişimin üstüne koyup savaşta tıbbi kozlarımıda kullanma kararı almıştım. Psikolojik savaş olarak başladığım olgu artık dişin çekilmemesi için tüm olgularu kullanabilirim olarak değişmişti.

Olayı abartmış ve Apranax ile bir kaç tane daha hap almıştım. Cebimde haplarla gezdiğim ve uyanırken ilk aradığım şeyin olduğu süreçlerdi. Tıbbi olarak yardım olduğum süreçlerde hayat normal yayına hafif hafif oturmuş ve oksijen artık anlamsızlaşmıştı.  Bu konuda ki tavsiyelerin dinlediğim Marka Grup’un Sahibi “Cemil Ulusoy” ve “Çağatay Çiçekçi” her saatte bir tavsiyede bulunmayıda ihmal etmiyordu. Olgu tamamen basitti, tüm insanlık dişimin ağrısını geçirmek için çalışıyordu.

Duraklama ve Yıkılış Dönemi

Tıbbi yardımın 10. günündeyken artık dişimin ağrısı bitti diyebilecek kadar savaşın bitimine yaklaşmıştım. İlaçlarda bitmiş ve dişimde ağrımıyordu fakat genel olarak yemek yeme şeklimde aynı şekilde devam ediyordu. Akşamları ve sabahlarımı boyadığım “Onun” hayatıma daha bir güzellik katmış ve onunla geçirdiğim süreçlerde dişimin ağrısını hiç hissetmemiştim. 3 gün olmuştu bir sabah uyandığımda diş ağrısının atağa kalktığımı meğerse güçünü 10 gün boyunca biriktirdiğini anladım. Bir karmaşayla eczaneye koşarak aldığım ilaçlar, karanfil ve ağrı kesici tüm uygulamaları denememe ragmen hiç bir sonuç alamamıştım.

Yenilgiyi kabul etmeyi ilk defa vucudumun soğuk soğuk terlediğini hissettiğimde düşünmüştüm. Vucudum sallanıyor ve dünyanın döndüğünü anlıyabiliyordum. Savaşı kaybettiğimi ilk açıkladığımda yanımda yine Cemil Ulusoy ve Çağatay Çiçekçi bulunuyordu. Direk arabaya atlayıp kendimi dişçide bulmuştum. Tek diyebildiğim ne yaparsan yap fakat beni bu ağrıdan kurtar olmuştu. Dişimin özgürlüğe kavuşmasını saygıyla karşılamış ve mağlubiyeti kabul etmiştim. Diş artık istediği her yere gidebilirdi, iç ve dış politikalarını kendisi yönetebilirdi.

Savaşı kaybetmiştim.
(Kaybetmek Bana Yakışmadı)

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Paylaşın

By Categories: Genel0 CommentsViews: 67

Katılın

Makalelerden Haberdar Olun…