Siteyi geçenlerde yeniledim, son hali ile farklı ve ciddi bir yapıya büründü. Bu yazı uzun süre sonra ilk yazım olacak nitekim zor günler geçirmiyor değilim. Yazacak çok şeyde birikti. Kısaca derleyecek olursam hayatın ortasında bir yerdeyim alternatifi bol yaşamımda yine ben aynı ben kısacası değişmemişim.

Yıllar önce ki olaylara bakış acım ile şimdiki bakış acım arasında hemen hemen hiç fark yok. Kendimde birşeylerin değişmedigini görmek beni biraz üzdü keşke kendimi baştan değiştirebilsem. Ben benim 6 milyar insanda tek Tahir Dinç.

Restimi çeker sonrasına bakmam, hafif vurdumduymaz, gayet yapıcı, sonuna kadar savaşarım, pes etmesini bilir üzüldügümde üzerim ve bir çok alanda varlığını devam ettirmeye çalışan birisiyim. Uzattıkça uzatır sonunu getirmem oku oku bitmez ve tüm hepsi de doğru olduğu kadar da yalnıştır. Tahir Dinç için geçerli bir kuram vardır o da hiç bir kuramın doğru olmadıgıdır.

Tahir’e Aşk Yağdı ( yağmadı )

Gönül bahçemde gezer dururum çölleşmesini izler küresel ısınmaya kızarım. Yağmuru bekler, gelmesi için dua ederim. ve Yağmur gelmez. Sonra güneş ısı ve ışık kaynağı iken yakan çöle çeviren ateşe dönüşür ve gönül bahçesi öyle bir hale gelir ki yagmurun gelmediği her süreç ayrı bir eziyettir.

Gönülarar bulamaz, gözarar bulamaz, elarar bulamaz, dilarar ve sonunda o bulmuştur. İlk önce gündüzlerde ki lezzet gitti arından gündüz çayları ve gündüz sohbetleri sonunda gecelerde gitmeye başladı ve hemen gittiler. Sonunda sadece tek birşey kalmıştı o da Tahir’in şu an ki yazısı.

Mazisine gömdüğü insanların beddualarımıydı onun bugün kahrolmasına neden yoksa alnında gerçekten yazılı bir şeyler mi vardı. Gönül bahçesinde o solan gülün kokusuna nasıldı aşıktı… O da aşıkmıydı? ya da niye bu acı?

Aşıktı lakin yetmedi, demek ki yeterince sevemedi. Sımsıkı sarıldığı sonbaharından çekip çıkaramadı o nahoş yalnızlığından. Onu kollayamadı bunu başaramadı. Gel herşeyi bırak gel demeye gitsede dili bunu yapamıyacak kadarda kendisine acımasız sevdigine merhamet doluydu.

Yağmurda Yağar

Gönül bahçesinde bitmedi gelincik,
Yağmur nerede inmedi tanecik,
Toprak  oldu kupkuru incecik,
Sonunda gerçeksin işte meleksin.

Tüm ayrılıklarımı saydım, topladım, çarptım sonra hayata bölüp kendimden çıkarttım. Derman aradım mazimden geleceğime aşk-i deryada kaybolup gitmeyim diye. Ya sonunda olacıktı o melek azrail ya da kendisi gibi ya hikmet ya etten kemikten senin gibi bir sen. Sonunda buradayım ben ve bilki artık tamamen seninim ya sen neredesin hala dönüm noktalarınımı sayarsın, neyi beklersin.

Gel desem kendinide bırakıp gelir misin?

yazan oydu okuyan  sensin -  geleceğe ithafen
bu yazı zamanda yolculuk projesidir.  Aşk Aşk
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Paylaşın

By Categories: Genel0 CommentsViews: 47

Katılın

Makalelerden Haberdar Olun…