Okulda derslerde öğrendiği bilginin gereksiz olmadığını farkettiği anlardan birisiydi. Ne kadar da bu kadar hırçın bir ticareti hayal etmesede global dünyanın pencesinde yaşamını devam ettiriyordu. Yorulmayı düşündüğü anlarda neden yorulmaması gerektiğini anlatan onlarca fikri düşünerek daha çok yorulurdu. Herşeyin ortasında olmasına ragmen yanlızlığın en uç noktasındaydı.

Duygusal anlamda geçmişte yaşadığı o tuhaf birlikteliklerde zaten onun bu yanlızlığında ki en büyük etkenlerden birisiydi. Düşünceleri arasında ki düşüncelerde kronolojik olarak sıraladığı duygunun varoluşunda ki hayat felsefesi sıralanı verirdi. Biriyle tanışmak, sohbet etmek, sevmek ve sonuç olarak arkadaş olmak. Sıralamacada ki ilk perde bu şekilde yayın hayatına başlar ardından orta perde de tanışma faslından sonra son perdeye kavgalar sahnesine geçiş yapardı. Bu piyes asla değişmeyecekti. Ayrılık. Sonuç olarak artık hayatta hiç birisi ile çıkamayacağını, onu unutamıyacağını ve asla başka birisini sevemeyeceğini düşünür ve sadece yanlız olmanın ne muhteşem olduğunu bilirdi.

Bu bildikleri içerisine bir süre sonra aşk mı “sonuçu biliyorum oraya gidelim” vasfında bir yaşam şekle girerdi. Televizyonun karşısında izlediği magazin programında tanıştığı arkadaşları ile ilgili haberler var mı diye bakınır ve ekonomi haberlerini çok severdi. Bazen magazin haberlerine tekrar bakar ama zevk almazdı. Elinde sigarası hala ateşler içerisinde iken bu sigaradan sonra en az bir saat sigara içmemem lazım diye düşünürdü. Hatta sigarayı bırakmak için içerisinde neyin eksik olduğunu bulmaya çalışırdı. Büyük ihtimalle ona göre dünyanın en başarılı insanlarıda sigarayı bırakanlardı.

Akşam geceye karışmış durumdaydı, kendi evinde kendi odasının bir köşesinde neyin daha iyi olabileceğini düşünüyordu. Eksik olan şey ya eksikti ya da tam olan şey hiç yoktu. Herhalukarda bir şeyler eksik veya yanlıştı. Hayatına kesinlikle bir düzen gerekiyordu ve bunu şimdi yapmalıydı.

Son dönemlerde zaten kendisini işine veremiyor çalıştığı gazeteden devamlı eleştiriler alıyordu. O an işte bir şeylere ara vermenin iyi bir fikir olduğuna karar verip hemen uyuyup uyandığında bunu gazete yöneticilerine söylemeliydi. Nitekim bu kararı almasıyla birlikte rahatlayan düşünmekle birlikte hemen uykuya dalmıştı.

Güneş henüz ışığını kadife perdelerin arasından kendisini göstermeye çalışıyordu. Bunu hisseder hissetmez hemen uyanmış ve dün aldığı karar 1 saniye önceymiş gibi hazırlıklarına başlamıştı. Bir süre birşeylerden uzaklaşmak için tam olarak ne yapması gerekiyordu. Bu sorunun cevabını düşünmeye başlamış tam olarak neyin iyi gelebileceğine karar verememişti. Fakat hızlıca toparlanıyor bir anda gazeteye gitmek istiyordu. Zaman ne kadarda yavaştı, sabaharın körü dedikleri bu dakikalar olmalıydı. Kendisi geç kalkmaları en azından “uykumu tamamen aldım” diyene kadar yatmayı ne çok severdi. Zaten o günden sonrada bir daha tam uyuyamıyacaktı.

Yola çıktığında hala sorusunun cevabını bulamamış düşüncelerini zorluyordu. Açıktığını hissederek kendisini cafeye atmış bir bardak çay ile puhaça istemişti. Nitekim puhaçayı hiç sevmezdi.

harry

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Paylaşın

By Categories: Genel0 CommentsViews: 40

Katılın

Makalelerden Haberdar Olun…