Uzun süredir bir projem için “reklamcılık” üzerine düşünmelerim devam ediyor. Hali hazırda tüm reklam modellerini incelemiş ve bir sonraki evresini uzun uzadıya düşünmüş durumdayım. 2004 yıllarında Google ile tanışma zamanlarımı çok net hatırlıyorum. Henüz İnternet’in emeklediği o süreçlerde ilk önce insanlara İnternet‘i ardından Google‘yi ve ardından PageRank kavramını anlatırdık. Bugünlerde otobüste insanların blog, pagerank gibi kavramları konuşmasını duymak ne kadar garip. Amerika’dan Türkiye’de ki ticaret dünyasına yön veriyorlar. Bu benim her zaman çok ciddi zoruma gitti.

Özgür Reklam Modeli

Bazı şeylerin tekelini kırmak ve reklamcılığı bir üst evresine geçirmenin doğru olacağı kanısındayım. Bu reklamcılık modelini “Özgür Reklam Modeli” olarak tanımladım. Günümüzde tüm arama motorları başta olmak üzere bilindik dış site etkileşimi içerisinde ki tüm portallar bazı önemli kavramları kullanmaya devam ediyor. Reklam modelini bilindik tüm reklam modellerinin tek çatı altında birleşmesiyle kullanıcıları sınırsız özgürlük alanı vermesi olarak tabir edebiliriz.

Siteleri 2 türe ayırdığımız zaman tüm sitelerde “Reklam Alan” ve “Reklam Veren” siteler olduğu ortaya çıkar. Reklam alan bir site ilgili reklamları sitelerine ekledikleri zaman bunun reklam veren için maksimum derecede kazanç sağlayacak halde kullanılmasını ön görüyorum. İlgili reklam modelini genel bir reklam firması bünyesinde değil sadece bir tane “E-Ticaret” yapan portal üzerinde uygulanmasının daha doğru olacağını da düşünüyorum. İlgili portalın tüm dünya dillerinde olması ise gerçekten doğru bir karar olacaktır.

Hala SEO Konusunda Mantık Eksikliği Var

Bugün neredeyse İnternet üzerinden ticaret yapan tüm firmaların bir seo danışmanı olduğunu söylemek şaşırtıcı olmazdı. 2005 yıllarında SEO olayının henüz bir ismi yokken insanlar yaptıkları işe bir isim arama cabası içerisine girmişlerdi. İlk defa bir kişinin mesleğini “SEO” olarak tabir ettiği günde ki şaşkınlığımı unutamam.

SEO kavramını arama motorları için çeşitli yollarla ön sıralarda gelme durumu kesinlikle mantık dışıdır. İyi bir SEO’da aranılan birinci özelliğin Türkçe’ye ne kadar hakim olduğu olması gereklidir. Henüz “Yapım Eki ve Çelim Eki” konusunda bilgisi olmayan biri SEO olgusunda yeterli bilgide olduğunu söylemek zor olurdu.

Kelime seçiminden kelimenin sayfaya yerleştirilmesine, gelen kullanıcının ne kadar durduğundan, ne kadar sayfa gezdiğine kadar yüzlerce farklı veriyi alıp, işleyip bunun üzerinde hareket etmesi gereklidir. Kısaca iyi bir SEO arama motoru ne ister değil, kullanıcılar ne ister sorusunu sorup elinde ki verileri bu nazarda işleme sokar.

Arama motorlarının günümüze kadar ki gelişim sürecini takip etmemiş, sıfırdan bir portalı iyi bir seviyeye getirememiş, Google editörlerinin İngilizce bilgilendirici makalelerini okumamış, spam ve seo arasındaki farkı anlamamış bir çok kişi SEO uzmanı olduğunu düşünüyor. Maalesef bu SEO danışmanlığı yapan arkadaşların çalışmaları bir süre sonra firmaları ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakıyor.

Subscribe
Bildir

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Paylaşın

By Categories: Genel, Google0 CommentsViews: 34

Katılın

Makalelerden Haberdar Olun…